1 Ekim 2010 Cuma

Hayat Avucumdaki Kelebek



Yaşamak... Başı ve sonu belli bir hayatı baştan sona yaşamak... Hissetmek ne güzeldir yaşamı, ellerinle şekil vermek ona. Bilemek, yontmak ...

   Her birimiz bir sanatçı gibiyiz yaşam konusunda. Bir heykeltıraş gibi... Her birimizin belli bir tarzı var kendimize hitap eden. Belli bir şekli var hayatın ellerimizle, tırnaklarımızla, alın terimizle yaptığımız.  Bu yüzden ''Üstadım'' diyeceğim sizlere...

 ''Üstadım'' diyeceğim ''Ne zor bir zanaattır bu yaşamak... ''. Yıllarını verirsin güzel bir şey elde etmek uğruna. Yavaştan yavaştan özenerek işlersin hayatını. Bilirsin çünkü bu hayat ne kadar sana hitap etsede başkalarınında düşünce alanına girer, başkalarını da etkiler diye. Bir resim gibi...

  Hatta bazen sanatını başkaları uğruna bile şekillendirebilirsin. Bir anne gibi... Çocukları üstüne kuruludur her şeyleri. Bazı heykeller bir şahısın heykelidir mesela, o kişiye baktığınızda sadece onu görürsünüz. Bazı heykellerde vardır onlara baktığınızda ekstradan '' Şefkat, cesaret, azim... '' gibi öğeleri de görürsünüz. Öyle bir şeydir işte bahsettiğim.

  Güzeldir de aynı zamanda işlemesini bilirsen. Başkalarına dokundurtmazsan eğer sanatını. Yaptığın bir resme başkası tarafından atılan bir fırça darbesi senin ahengine uyar mı hiç ? Ne kadar özenerek yapsanda, ne kadar eski haline döndürmeye çalışsanda kimse görmese bile, sen görürsün o bozukluğu. O resime her baktığında kızarsın da sorumlu olana . En ufak bir şey hayatımızı, yaşamımızı veya yaşamamızı büyük ölçüde etkileyebiliyor bazen. Bizler azimli insanlar olarak vazgeçmiyoruz tabi yinede. Olmadı sil baştan başlıyoruz. ''Bembeyaz bir sayfa'' açıyoruz hayata. Bu sefer daha bir kararlı daha bir inançlı ve özenli oluyoruz.

  İnsan doğası gereği yaşamayı sever. Kim derse ki sıktı hayat, sıktı yaşamak diye, ölümle burun buruna gelindiğinde, bitmesin diye dua eder. Çünkü doyum olmaz hayatın güzelliklerine. İnsan ki en doyumsuz hayvan en bıkkın olduğu an bile tutunur aslında yaşamaya. Aklına güzel günleri getirir. Ne uğruna peki ? Biraz daha cesaret uğruna, yaşamak için...

   Elimizden kayarken hayat, film şeridi gibi gelir o an gözlerimizin önüne yaşadıklarımız... Kısacık gelir bizlere  ... O an uçup giden kelebek biz olmayız da hayatlarımız olur. ''Yeterince şekillendirmemiştim oysa hayatımı ben , daha tamamlamamıştım eserimi.'' deriz. Hüzünlü bir bitiştir...

  Kozadan çıkarken büyük bir coşkuyla karşılanan kelebek giderken de bir o kadar üzüntüyle veda eder bizlere. Bir kanat çırpışında ne anlamlar taşır oysa...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder