27 Eylül 2010 Pazartesi

Cozurtmayalım lütfen :)))

 Friendfeede bayadır kayıtlıyım. Çok sevdiğim bir ortam, bağımlılık yapan bir ortam. Sıcak bir kere , insan normalinden farklı olabiliyor orada. Çekinmeden sakınmadan dile getiriyor içindekileri. Kimi ailesine kin kusuyor , kimi çevresne, kimi minnettarlığını bildiriyor, kimi sevinçlerini paylaşıyor...

   Beni bu ortama katan sevgili arkadaşım Harun Güven dışında hiç biri ile yüz yüze görüşmemişimdir. Fakat dostluk var burda, snal da olsa öyle işte. Etrafımda bu ortamı bilmeyen arkadaşlarım bu ortama inanmıyorlar mesela. Sanal alemin adı çıkmış 9'a inmez 8'e misali...

  Friendfeed'den görmeden dost kazandıklarımda var mesela. Ama dostlar yani, dertleştiğim , güldüğüm konuştuğum, bildiğim kişiler. Mustafa gibi , Emre gibi yada Yusuf gibi...

  Bu blog yazımı Yusufa adayarak yazdım aslında. Çıkışımı ordan yapmalıydım belki de ama ilk olarak o ve onun gbileri ne derece samimi bulduğumu bilmesini istedim. Benimle ilgili yazı yaz dedi. Tanımıyorum seni huylu huyunca yanlış birşey derim olmaz ddim. Olsun sen yaz dedi. Samimiyetime güvenmiş olsa gerek...Gerçi hakkında kötü bir şey söyleyeceğimden değil. Tanıdığım kadarıyla iyi biri, olgun biri...

  İlk olarak Johnny ve Yusuf (nicki Cozurtma! idi ) feedimi alaya aldılar. Sonra Yusuf cozurttu biraz :D . Bende uyardım tatlı dille tabi kiiii. Sonra duygularımı paylaştım onunla. Yaşadığım acıyı paylaştım. Bana sorular sordu fromspringten Bitanecik babamla ilgili. Babamı paylaştığım arkadaşlarımdan biriydi. Çoğu insan acım var diye babamdan bahsetmemeyi yeğliyor. Oysa ben ondan bahsetmek istiyordum. Yusufa bahsettim, o da buna izin verdi. Teşekkür ediyorum bunun için... Başın sağolsun demedi sık sık , çünkü o kelime bana son duyduğum lafı hatrlatıyor, deşiyor yaramı iyice. Yusuf babam ile ilgili konuştu benle. Ne hissettiğimi konuştu, nasıl olduğunu, isyana kaçmamamı vs...

  Arkadaş olarak seçtiğim an o andı benim için. Bu kişi dedim sadece makarasına insan değil, benm moral bozukluğumuda dinler. Yeri gelir makarasınıda yapar. FF'deki diğer belli başlı arkadaşlarım gibi buda dedim. Kattım aralarına Yusufu da ...

  Bana yaz dedin Yusuf yazdım :) . Bunlar samimi şeyler , umarım eksik birşey yazmamışımdır yada yanlış ... Teşekkür herşey için... :)

13 Eylül 2010 Pazartesi

Sevdiğim şiirlerden seçmeler ...

Bugünde beğendiğim şiirleri paylaşmak istiyorum...

HERKES ÖLDÜRÜR SEVDİĞİNİ

Oysa Herkes Öldürür Sevdiğini
Kulak verin bu dediklerime
Kimi bir bakışıyla yapar bunu

Kimi Dalkavukça ...sözlerle
Korkaklar Öpücük ile öldürür
Yürekliler kılıç darbeleriyle

Kimi gençken öldürür sevdiğini
Kimi yaşlıyken
Şehvetli ellerle boğar kimi
Kimi altından ellerle
Merhametli kişi bıçak kullanır
Çünkü bıçakla ölen çabuk soğur.
Kimi yeterince sevmez,kimi fazla sever
Kimi satar kimi de satın alır;
Kimi gözyaşı döker öldürürken,
Kimi kılı kıpırdamadan
Çünkü Herkes öldürür sevdiğini...
OSCAR WİLDE

SENİ SAKLAYACAĞIM

Seni saklayacağım inan
Yazdıklarımda, çizdiklerimde Şarkılarımda, sözlerimde.
 Sen kalacaksın kimse bilmeyecek
Ve kimseler görmeyecek seni,
Yaşayacaksın gözlerimde.
 Sen göreceksin duyacaksın
Parıldayan bir sevi sıcaklığı,
Uyuyacak, uyanacaksın.
 Bakacaksın, benzemiyor
Gelen günler geçenlere,
Dalacaksın...
 Bir seviyi anlamak Bir yaşam harcamaktır,
Harcayacaksın.
 Seni yaşayacağım, anlatılmaz,
Yaşayacağım gözlerimde; Gözlerimde saklayacağım.
 Bir gün, tam anlatmaya...
Bakacaksın, Gözlerimi kapayacağım...
Anlayacaksın.                                     
   ÖZDEMİR ASAF

8.10 VAPURU
Sesinde ne var biliyor musun?
 Ev dağınıklığı var
 İkide bir elini başına götürüp
 Rüzgarda dağılan yalnızlığını
 Düzeltiyorsun...

Sesinde ne var biliyor musun?
 Söyleyemediğin sözcükler var
Küçücük şeyler belki
...Ama günün bu saatinde
Anıt gibi dururlar

Sesinde ne var biliyor musun ?
Söylenmemiş sözcükler var...
CEMAL SÜREYA

BEN SENDEN ÖNCE ÖLMEK İSTERİM
Ben senden önce ölmek isterim.
Gidenin arkasından gelen
gideni bulacak mı zannediyorsun?
Ben zannetmiyorum bunu.
İyisi mi,beni yaktırırsın,
odanda ocağın üstüne korsun
içinde bir kavanozun.
Kavanoz camdan olsun,
şeffaf, beyaz camdan olsun
ki içinde beni görebilesin
Fedakarlığımı anlıyorsun
vazgeçtim toprak olmaktan,
vazgeçtim çiçek olmaktan
senin yanında kalabilmek için.
Ve toz oluyorum
yaşıyorum yanında senin.
Sonra, sen de ölünce
kavanozuma gelirsin.
Ve orada beraber yaşarız
külümün içinde külün
ta ki bir savruk gelin
yahut vefasız bir torun
bizi ordan atana kadar...
Ama biz
o zamana kadar
o kadar
karışacağız
ki birbirimize,
atıldığımız çöplükte bile zerrelerimiz
yan yana düşecek.
Toprağa beraber dalacağız.
Ve bir gün yabani bir çiçek
bu toprak parçasından nemlenip filizlenirse
sapında muhakkak
iki çiçek açacak :
biri sen
biri de ben.
Ben daha ölümü düşünmüyorum.
Ben daha bir çocuk doğuracağım
Hayat taşıyor içimden.
Kaynıyor kanım.
Yaşayacağım, ama ,çok, pek çok,
ama sen de beraber.
Ama ölüm de korkutmuyor beni.
Yalnız pek sevimsiz buluyorum
bizim cenaze şeklini.
Ben ölünceye kadar da
Bu düzelir herhalde.
Hapisten çıkmak ihtimalin var mı bugünlerde?
İçimden bir şey :
belki diyor.
NAZIM HİKMET

ÇAĞRIŞIMLAR
Çok küçük bir yalanı
Çok büyük bir orantıda
Dinlediniz mi..

Çok büyük bir yalanı
Çok yalın bir doğrultuda
Söylediniz mi..

Gecikmiş bir gizlemi,
Birikmiş bir özlemi
Sakladınız mı..

Gelmeyecek bir gideni,
Olmayacak bir nedeni
Beklediniz mi..

Bir gerçeği erken,
Bir açlığı tokken
Anladınız mı..

Hep mi hep ölecekmiş gibi,
Hiç mi hiç ölmeyecekmiş gibi
Yaşadınız mı..

Yalanı sürmeye sürmeye,
Yanlışı görmeye görmeye
Sakladınız mı..

Doğruluğun yönünde,
Doğruların önünde
Aklandınız mı..

Ortamsız bir yaşamda,
Yaşamsız bir ortamda
Harcandınız mı......

Özdemir ASAF